Skip to main content

Üniversitelerin Bölünmesi Eğitim Kalitesini Arttırır Mı?


Son zamanlarda akademik camiada en çok tartışılan konulardan biri şüphesiz ki üniversitelerin bölünerek yeni üniversiteler kurulması kararının alınması. Artısı ve eksisiyle bu kararı değerlendirmek gerekirse bu yazım bir “T Cetveli” niteliğinde olacaktır. Üniversitelerin bölünerek yeni üniversite kurulması kararı bir çok kez alınmış olmasına rağmen bu karar genellikle kurulmuş olduğu il dışında fakültesi bulunan üniversiteler için uygulanmıştır. Bunun en büyük örneği Gazi Üniversitesi’dir. Birden çok üniversite Gazi Üniversitesi’nden ayrılarak kurulmuş – örnek vermek gerekirse Çorum Hitit- ve bugün varlığını sürdürmektedir. Bu üniversitelerin kurulması sürecinde fazla itirazın olmamasının temel sebebi yönetim erkinin etkin çalıştırılamaması olmuştur. Dolayısıyla farklı illerde bulunan fakültelerin üniversiteye çevrilmesi üniversite yönetimleri tarafından da tepki çekmemiştir fakat bugün alınan kararın eski uygulamayla bir tutulmaması gerekir. Özellikle kemikleşmiş ve köklü üniversitelerden olan İstanbul Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi akademik camianın görüşü alınmadan bir oldu bittiyle parçalanmak ve işlevsiz hale gelecek şekilde hayatına devam ettirilmek istenmektedir. İstanbul Üniversitesi’nin Tıp fakültesi ve İktisadi İdari Bilimler Fakültesi üniversitenin dinamo görevini görmektedir yine Gazi Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Gazi adını öne çıkaran en önemli fakülteleri konumundadır. Yeni kurulacak üniversiteler ise teknik üniversite yada alana yönelik üniversite olmak yerine yine ayrıldığı üniversiteler gibi her fakültenin olduğu standart formda kurulacak ve mevcut ismini kaybederek işlevsizleşecektir. Yeni bir üniversitenin kurulduktan sonra akademik olarak başarıya ulaşması çok uzun zaman almaktadır. Örnek vermek gerekirse 2010 yılında kurulan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ve 2013’te kurulan Sosyal Bilimler Üniversitesi yıllar geçmesine rağmen marka olabilmek adına mesafe katedememiş, tercih puanları düşük kalmıştır. Büyük ümitler ile kurulan Sosyal Bilimler Üniversitesi ise bir çok bölümde öğrenim hayatına başlayamadan, öğretim üyelerinin kuruma olan inancını kaybetmesi sonucu farklı üniversitelere geçmiş bulunmaktadır.

Dolayısıyla özellikle İstanbul Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi gibi, biri Osmanlı Devleti’nin mirası olan diğeri ise Cumhuriyet’in ilk üniversitesi olan 2 köklü kurumun bölünmesi, hem üniversitelerimizin dünya sıralamasında yok olmasına, hem de mevcut fakültelerin işlevsizleşecektir.

Peki T cetveli dedik bu cetvelde artı taraf ne mi olur? Söyleyelim, mevcut üniversitelerde değer görmeyen bir teknik fakülte, teknik üniversite kurulması durumunda işlevsel olacak mezunları için özel bir program yapma adına daha fazla efor sarfedecektir fakat kurulan 4-5 üniversite dışındaki üniversiteler T cetvelinin maalesef artı tarafında olmayıp, alınan karar ülke eğitimi adına büyük bir mağduriyete yol açacaktır.

Ümit ediyoruz ki bu karar kısa süre içerisinde geri çekilir ve üniversiteler mevcut haliyle güçlenerek varlığına devam eder.